20 Haziran 2012 Çarşamba

Saat Sabaha Karşı 4...





Usulca soyunmaya başladı... Usulca ve "sinsice"...

. . . .

Gözlerini bir an olsun benden ayırmıyor, her saniye beni izliyordu...

Ve o esnada, tam da gecenin o saatinde, gözlerini kırpmadan çevreyi izleyen "insanlar" vardı...

. . . .

Üzerindekileri teker teker, usul usul çıkarırken, birileri usulca, görüntü vermeden, sinsi sinsi yaklaşıyordu...

. . . .
Bir hamlede saçlarından kavradım ve o anda bir hamle ile birbirine girdi "insanlar"...

. . . . 


Saç kökleri acıyordu. Binlerce, onbinlerce saç kökü...

Canı yanıyordu.

"İnsanlar"ın canı yanıyordu.. 

İnsanların, canı gidiyordu...

. . . .

Tırnağımı tenine her geçirişimde vücudunda "yaralar" bırakırken, "insanlar" yaralanıyordu.

İyi insanlar, 

güzel insanlar, 

saf ve temiz insanlar, 

benim canım, ciğerim, "kardeşim" dediğim insanlar,

yaralanıyordu...

. . . .

Suratına bir tokat patlatıyordum.. Bir yerlerde bin şarapnel patlıyordu...

. . . .

Benim boğazını her sıkışımda nefesi kesilirken, "iyi insanlar" 8 kere son nefesini veriyordu..

Attığım 16 tokatta 16 küçük acı varken, biryerlerde 16 insanın canı çok.. çok yanıyordu.


. . . .

Bir adam bunları yazıyordu, ama ne kadar yazarsa yazsın, "acı"sını anlatamıyordu...



2 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Eskiden bazı şiir ya da yazılardan ayrılamazdım. Bir kağıda yazar, cüzdanımda taşırdım onu. Garip bir huzur verirdi.

    Bu postu okuduğumda uzun zaman sonra aynı duyguyu hissettiğimi farkettim. Yanımda taşımak istedim. Hüzünlendim, ümitlendim; garipti işte.

    Buradaki ifadeyi gerçekten anlayıp, imgesel derinliği benim gözümle gören varsa şayet bana Soren Kierkegaard'ın bir kitabından yarım yamalak hatırladığım bir psikojik tahlili anımsattı; arayıp buldum:

    "Hüzün, kendi adına değil de başkası adına olunca, genellikle erkek güzelliğine biraz katkıda bulunur. Erkek gücü üzerine bulanık bir tül gibi aldatıcı şekilde gelen bir hüzün, erkek erotizminin bir parçasıdır. Kadında buna denk düşen nitelik ise bir tür melankolidir"

    Ben de diyorum ki; başkasının hissettiğini hissedebilmek, onun kendi gözleriyle ayna olmaksızın kendini göremezken, onu ondan iyi görebilmek, sahiplenebilmek ve koruyabilmek müthiş olsa gerek.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *