Keşif..

"İlişki"nin her anına yansıyor aslında BDSM öğeleri. Sevgide de, nefrette de, aşkta da, arzuda da birşeyler var BDSM adına. Fakat doğru kişilerin, doğru anda  doğru şeyi istemesi... Bu BDSM in kendi içinde dahi öyle kolay mümkün olmuyor.

Her Dominant'ın yakınmasıdır; kendini bilen sub karakter yok!..

Ve her sub karakterin isyanıdır; gerçekten "hükmetmeyi" bilen bir Dominant karakter yok!..

Bu arz talep dengesi BDSM içinde dahi kolay kolay kurulamazken, düşünün ki bir de karşınızdakinin BDSM eğilime sahip olup olmadığı hakkında dahi fikir sahibi değilsiniz.

Samanlık-İğne durumu...

Kahve içmekten hoşlananlara ulaşmak kadar kolay birşey değildi bu elbette. Ne ortak bir semtleri vardı, ne ortak bir mekanları ne de ortak bir buluşma yerleri.

Hepsinden vahimi, birçoğu "ortak" isteklerinin ne olduğundan bile habersizce dolanıyorlardı "aramızda". Her şey bu denli belirsizken, "sosyal yaşamın" içinde "onlara" ulaşmak günümüz toplumunda pek kolay bir "çaba" değildi.

"Dijital" medya bu konuda can simidi görevi üstleniyor sanırım. Ortak zevklerin  buluşma iletişim kurma ve tartışma noktası olmakla kalmıyor, kimileri için bir kimlik tespit noktası görevi üstleniyor. (itiraf edin, birçoğunuz bu eğiliminizi ilk olarak dijital mecrada keşfettiniz)

Facebook tarzı sitelerin ortaya çıkışından önce, "forum" temelli iletişim kültürü daha makbuldü internet camiasında. Kişiler ortak ilgi alanlarına göre oluşturulan "forum"larda iletişim kurar, tartışır, kavga eder, küser, barışır, öyle çocuklar gibi oynarlardı..

"Salt BDSM adına açılmış Türkçe siteler şunlardı;" diye bir satır başı yapmak isterdim fakat, "salt BDSM" üzerine kurulu bir "türk" internet sitesi malesef hiç olmadı, bundan sonra da olacağına hiç ihtimal vermiyorum. 

Türkiyede BDSM ve "Fetiş" kelimeleri hep iç içe kullanıldı. Hatta ve hatta birçoğu BDSM'i Fetişizmin bir alt unsuru gibi görüp öyle yorumladı, öyle yaklaştı.

Hoş, bu ülkede insanlar "fetiş" kavramını da sadece "ayak" ile sınırlandıran sığ bir bakış açısına sahipler "genel" olarak ama neyse.. Bu tamamen farklı ve uzun bir konu. Buna daha sonra değinmek istiyorum.

Velhasıl Kelam, Keşfin başlangıcı benim için de "çoğumuz gibi" internet oldu.

Ve sonrası...